Eğitim sistemimiz belirli sınıflandırmalar halinde işlenmektedir. Geçmişten günümüze gelişmiş bir çağ gözlenmekte. Toplumsal sınıflandırmalar tarım toplulugu, sanayi topluluğu ve bilgi topluluğu şeklindedir. En eski eğitim mesleği ise Tarımsal öğretimdir. Yerleşik hayata geçen insanlar tarım yapmaya
başlamakla birlikte, bilgi ve
görgülerini doğrudan gelecek kuşaklara aktarma yoluyla
tarımsal öğretim sağlamışlardır. Tarım
süreci tarih açısından önemli bir süreçtir. Yerleşik tarım hayatının tarihi aynı zamanda bir insanlık
tarihidir.
Tarım ve geliştirilen
teknikleri ile üretimi sağlamış ve sanayi devrimi ile birlikte eğitimde makineli
sürece geçilmiştir. Sanayi toplumu tarım
toplumundan ekonomi, hukuk, siyaset, eğitim gibi alanlarda
farklılıklar gösterir.
Bilgi toplumu; yeni temel teknolojilerin
gelişimiyle bilgi sektörünün, bilgi üretiminin, bilgi sermayesinin ve nitelikli
insan faktörünün önem kazandığı, eğitimin sürekliliğinin ön plana çıktığı,
iletişim teknolojileri, bilgi otoyolları, elektronik ticaret gibi yeni
gelişmeler ile toplumu ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal açıdan sanayi
toplumunun ötesine taşıyan bir gelişme aşaması olarak tanımlanabilir. İçerisinde bulunduğumuz dönem bilgi
toplumu ve bilgi çağı gibi terimlerle adlandırılmaktadır. Bilginin işlenmesinde bilgi ve iletişim teknolojilerinin
ağırlıklı olarak kullanılması bilgi toplumu’ nün özellikleri olarak ortaya
çıkmaktadır.İnsanlar kişilik
özelliklerinin, değerlerinin ve becerilerinin bir kısmını bu yolla kazanırlar.
Eğitimciler kültürlerinin bir kısmını "Informal", amaçlı olarak yapılanını ise
"Formal" eğitim olarak adlandırırlar.
Eğitim alanında,
çalışan bilim insanları, uygulamacılar geçmişteki deneyimlerin üstüne yenilerini
yapılandırarak zenginleşmekte, gelişmektedir. Türkiye'nin sanayileşme sürecini tamamlaması, ekonomik, sosyal,
siyasal ve kültürel alanlarda yapısal değişimi gerçekleştirmesi ve uluslararası
alanda globalleşme sürecine uyum sağlaması açısından bilgi toplumuna yönelik
gelişmeleri yakından izlemesi gerekmektedir. Bilgi toplumunda eğitim açığının giderilmesi okul eğitimini, mesleki eğitime, yüksek eğitime, eğitimin sürekliliğinin sağlanması ve benzeri faktörlere bağlıdır. Ülkemizde bilim, teknoloji ve araştırma-geliştirme
faaliyetlerine daha fazla yatırım yapılması; bu konuda birey, firma ve devlet
düzeyinde sorumlulukların olduğunun
unutulmaması gereklidir. Türkiye, bilgi çağını yakalamış uygar ülkeler ile
arasındaki açığı kapatmak için üniversitelerine, bilim ve araştırma
merkezlerine, enstitülerine daha fazla önem vermesi gerekmektedir.
![]() |
Teknoloji çağında eğitim |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder